Karamürsel yine Mecliste…

03.08.2014 12:20

Neslihan Başak

Karamürsel Gündemi

Şu Karamürsel birde iyi haliyle şu mecliste yer alsa ya.

Olur mu kardeşim o kadar çok güzellik varken ille de kötü olan gündeme gelecek ya…

Bakın Karamürsel Kurtuluş Mücadelesi sırasında Kastamonu ili İnebolu ilçesi gibi cepheye silah sevkiyatında büyük başarılar sergilemiş.

Ulu Önder Mutafa Kemal Atatürk Karamürsel’e geldiğinde de bundan bahsetmiş ve Karamürsel halkıyla gurur duyduğunu aktarmış ancak İnebolu TBMM kararıyla gösterdiği kahramanlıklar sonrasında “Üstün Hizmet Madalyası” almaya hak kazanmış ve bunu ilçede kaymakamlık makamındaki Türk bayrağında gururla taşıyor.

Peki Karamürsel neden böyle bir madalyaya layık görülmüyor.

Kurtuluş Mücadelesinde İstanbul’dan cepheye götürülmek üzere kayıklarla Marmara Denizi aşılarak Karamürsel Hersek Bölgesine gelinmiş, Karamürsellilerde cephaneleri kayıklardan alarak eşeklerle cepheye nakletmişlerdi.

Şimdi milletvekilleri tarafından soru öneresi ile Karamürsel’in bu durumu TBMM’ne taşınmaz da hep olumsuzluklarla adı mecliste gündeme gelir.

Bakın o olumsuzluk neymiş hep beraber sorgulayalım…   

Karamürselliler çok yakından bilecektir.

Bende 2012 yılında meydana gelen bu ölüm olayının haberini yapmıştım.

Olayda ihmaller vardı.

Bu açık seçik ortadaydı.

İki yıl önce Dereköy mevkisinde bulunan Gazanfer Bilge İşitme Engelli İlköğretim Okulunun 7'nci sınıfta öğrenim gören Yunus Eser, arkadaşlarıyla birlikte okulun bahçesinde top oynarken, topları yan tarafta bulunan Yurtkur'a ait öğrenci yurdunun bahçesine kaçmıştı.

Yunus, kaçan topu almak için kapıdan dolaşmak yerine, demir korkuluklardan inmek istemiş, demir korkulukların üzerine çıktıktan sonra buradaki metal aydınlatma direğine sarılıp kayarak aşağı inmek isteyen Yunus Eser, bir anda yerde çırpınmaya başlamış. Ağır yaralanan Yunus Eser, diğer öğrencilerin haber vermesiyle, yurtta kalan üniversite öğrencileri tarafından Karamürsel Devlet Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Ancak Yunus Eser, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.

Sakarya Elektrik dağıtım A.Ş. görevlilerince iki yıl önce olay yerinde yapılan incelemede, direğin altındaki bağlantı kutusundan çıkan ve açıkta olan bir kablo belirlenmiş, buradan daha önce bir hat çekildiği anlaşılırken, bu hattı kimin çektiğinin belirlenmesi için Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatmıştı.

Olaya ilişkin davada Milli Eğitim Bakanlığı okul müdürünün elektrik kaçağını fark etmesini hayatın olağan akışına aykırı bulmuş.

Kocaeli Valiliği, Milli Eğitim Müdürlüğü ise “Yunus’un yaşasaydı da ailesine katkısı olmazdı” diyerek tazminat ödemeyi gereksiz bulmuş. 

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’da, Yunus Eser’in ölümüne ilişkin davayı Meclis’e taşımış.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde bilirkişi raporuna değinen Tanrıkulu, raporda öğrencilerin yanında öğretmen ve uyarı levhası olmadığı, ucuz malzemenin kaçağa yol açtığının belirtildiğini vurgulamış.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğu üstlenmediğini, Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de “Yunus, yaşasa bile ailesine katkısı olmazdı” şeklinde savunma yaptığını hatırlatmış CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu.

İşte verilen Önergedeki cevaplanması istenen sorulardan bazıları;

-13 yaşındaki Yunus Eser’in ölümüne ucuz malzemenin ve ihmalin yol açtığı iddiası doğru mudur? Doğru ise yapılan savunma hangi gerekçe ile yapılmıştır? 

-Temel işlevi yurttaşların eğitimi olan bir kurumun “Yaşasa bile ailesine katkısı olmazdı” savunması bilginiz dahilinde mi yapılmıştır? 

-Son 12 yılda okullarda gerçekleşen ölüm sayısı kaçtır? 

-Okullarda yaşanan ölümlerden dolayı açılan davaların kaçında bakanlığınız kusurlu bulunmuştur? Kusurlu bulunduğunuz davalarda ödediğiniz tazminat miktarı ne kadardır?

Hadi bakalım şimdi çıkın işin içinden bakalım nasıl çıkacaksınız…